İlacın, 10 yıllık bir araştırma sürecinin sonunda üretildiği ve yaklaşık 1,2 dolara mal olduğu belirtildi.
Independent Türkçe’nin aktardığına göre, R+Cu ismi verilen ilacın resveratrol ve bakır gibi maddeler bulundurduğu ve bunların kanserle savaşan “oksijen radikalleri” ürettiği ifade edildi.
Oksijen radikalleri hem ölü hücrelerin canlı hücreleri kanserli hale dönüştürmesini hem de kanser hücrelerinin vücudun bir bölgesinden diğerine sıçramasını engelliyor.
Araştırmacılar ilacın, pankreas, akciğer ve ağız gibi kanser türlerine karşı etkili olabileceğini belirtti.
Hindistan Gıda Sağlığı ve Standartlar Müdürlüğü’nden onay bekleyen ilacın haziran ya da temmuzda piyasaya sürülmesi bekleniyor.
Araştırmaya öncülük eden isimlerden Dr. Rajendra Badve, “Yan etkileri azaltma kısmı hem farelerde hem de insanlarda denendi. Ancak kanser tekrarını engelleme özelliği sadece fareler üzerinde denendi. İnsan deneylerinin sonuçlanması 5 yıl sürecek. Araştırma sırasında birçok zorluk vardı ama bu büyük bir başarı” diye konuştu.
Hindistan Atom Enerjisi Kurumu tarafından fonlanan ve yönetilen TATA Enstitüsü, dünyanın en eski ve en büyük kanser araştırması merkezlerinden biri.
Son yıllarda kanser araştırmalarına ağırlık veren Hindistan, 9 yılda 30 yeni kanser hastanesi açtı. Hükümet ayrıca son dönemde 150 bin sağlık merkezi oluşturarak, kırsal nüfustaki kanser vakalarının erken tespiti için önemli bir adım atmıştı.